MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

ÖLDÜRME, YARALAMA VE DİYETLER

<< 2283 >>

27- KlSAS / Bir Yakını Kasıtlı Olarak Öldürülen Kişinin iki Şeyden Birini Tercih Etmek Serbestliği

 

1. Abdullah b. Amr

 

- - (-)

17029 (1)- Amr b. Şuayb'ın, babasından, onun da dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Kim kasıtlı olarak birini öldürürse, bu kimse maktulün velilerine verilir. Onlar dilerse katili öldürürı dilerse de diyeti alır. Diyet ise dört yaşına girmiş otuz dişi deve, beş yaşına girmiş otuz dişi deve ve kırk hamile devedir. Bu, kasıtlı öldürmenin diyetidir. Maktulün velileri ile ne anlaşma yapılırsa bu meblağ onların hakkıdır. Bu, diyetin ağırlaştırılmış halidir.''

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Tirmizi (1387) ve İbn Mace (2626) rivayet ettiler.

17095 (2)' de tekrar edecektir.

 

 

2. Ebu Şureyh el-Huza'i

 

17030 (1)- Ebu Şureyh el-Huza'i der ki: Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu -Yezid'in rivayetinde ise: "buyurduğunu işittim"-: ''Yakını öldürülen kişi veya yaralanan kimse, üç şıktan birini tercih etmekte serbesttir. Ya kısas uyguları ya diyeti alır ya da affeder. Eğer dördüncü bir şık isterse onu engelleyin. Eğer bunlardan (öldürmek dışındaki iki şıktan) birini kabul eder ve sonra öldürürse artık ona, içinde ebedi olarak bırakılacağı Cehennem vardır.''

 

[Zayıf]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, diyat 4/169 (4496), İbn Mace 2/876 (2623) ve Darimi 2/247 (2351) rivayet ettiler.

 

 

 

17031 (2)- Ebu Said el-Makburi anlatıyor: Amr b. Said ordusunu Mekke'ye İbnu'z-Zübeyr ile savaşmaya gönderdiği zaman Ebu Şureyh yanına gelip onunla konuştu ve Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işitmiş olduğu hadisi haber verdi. Sonra Amr b. Said'in kavminin yanına gidip oturdu. Ben de gidip yanında oturdum. O, kavme Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işitmiş olduğu hadisi Amr b. Said'e anlattığı gibi anlattı. Sonra Amr

b.Said'in (bu konuda) kendisine ne dediğini söyledi ve şöyle devam etti:

Bu olay Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'yi fethettiği ve bizim kendisiyle birlikte olduğumuz bir zamanda gerçekleşti. Fethin ertesi günü Huzaalılar, Huzeyl'e mensup müşrik birini öldürdü. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp bize şöyle bir hutbe verdi: ''Ey insanlar! Şüphesiz ki Allah, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Mekke'yi haram kılmıştır. Kıyamet gününe kadar da haram olarak kalacaktır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kişi için orada kan dökmek veya bir ağacı kesmek helal olmaz. Benden önce hiç kimseye helal olmadığı gibi benden sonra gelen hiç kimseye de helal olmayacaktır. Benim için de sadece işte bu saat helal kılındı. Bu da Mekkelilere bir gazap olarak böyle oldu. Bilmiş olun ki dün gibi eski haramlığı tekrar yerine gelmiştir. Sizden burada hazır bulunan kişi, hazır bulunmayana bunu tebliğ etsin. Size: ''Allah'ın Resulü orada savaşmıştır'' diyen kimselere: ''Şüphesiz Allah orayı Resulü için helal kılmıştır. Sizin için ise helal kılmamıştır'' deyin. Ey Huzaalılar topluluğu! Artık öldürmeyin. Çok zaman da bu (öldürme) olmaktadır. Eğer birini öldürürseniz diyeti ödersiniz. Şu bulunduğum andan itibaren kim öldürülürse, öldürülenin ailesi için şu iki şeyden birini tercih etme hakkı vardır. Ya öldürenin kısas olarak öldürülmesini ya da öldürülenin diyetini ister. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Buzaalıların öldürdüğü adamın diyetini ödedi.

Bunun üzerine Amr b. Said, Ebu Şureyh'e şöyle dedi: "Şöyle çekil ey yaşlı! Biz onun haramlığını senden daha iyi biliriz. Orası, kan döken kişiyi, itaat etmeyip asi geleni ve cizyeye engel olanı öldürmeye mani değildir" dedi. Bunun üzerine Ebu Şureyh şu karşılığı verdi: "Ben orada hazır idim. Sen ise gaib idin. Ben de sana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, bizden hazır bulunan kişinin hazır bulunmayana tebliğ etmemizi emrettiği gibi sana tebliğ ettim. Artık sen bilirsin."

Ebu Abdillah: "Babamın kitabında bunu kendi el yazısı ile böyle buldum" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (104, 1832,4295), Müslim (3283), Ebu Davud (4504), Tirmizi (809, 1406) ve Nesai (5/205) rivayet ettiler.

 

 

 

17032 (3)- Sa'd b. Bekr oğullarından olan Müslim b. Yezid, Ebu Şureyh ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabndan olan Ka'bi'den şöyle işittiğini bildiriyor: Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'nin fetih gününde bize Bekr oğulları ile savaşmamıza izin verdi. Hatta onlardan öcümüzü almak için aradığımız adamı Mekke'de ele geçirdik. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kılıçların indirilmesini emretti. Bizden bir grup sabah vakti harem bölgesinde Huzeyl kabilesinden bir adamla karşılaştı ve onu öldürdü. Bu kişi Müslüman olmak için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelmekteydi. Aynı zamanda bu kişi Cahiliye döneminde kendilerine ok atmış biri idi. Bu sebeple onun peşinde idiler. Hz. Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip iman etmesine engel oldular. Bu durum Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca çok öfkelendi. Vallahi daha önce böylesine öfkelendiğini asla görmemiştim. Bunun üzerine bizi bağışlaması için Ebu Bekr, Ömer ve Ali'nin yanına gittik. Helak edilmiş olmaktan korkmuştuk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldıktan sonra kalkıp kendisine yakışır bir şekilde Allah'a hamdü sena etti ve şöyle buyurdu: ''Derim ki! Şüphesiz ki Allah, Mekke'yi haram kıldı, insanlar haram kılmadı. Bana da ancak gündüzden bir saat (bir süre) helal kıldı. Şüphesiz ki Allah katında taşkınlık (azgınlık) bakımından insanların en ileri gelenleri üçtür. Bunlar Harem'de adam öldürenı (birinin) katilinden başkasını öldüren ve cahiliye döneminden kalan kan davasını güden kimselerdir. Vallahi öldürmüş olduğunuz adamın diyetini ödeyeceğim.'' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın diyetini ödedi.

 

Diğer tahric: Abdurrezzak (9188) rivayet etti.

25424 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

 

17033 (4)- Ebu Şureyh el-Huza'i bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Allah katında taşkınlık (azgınlık) bakımından insanların en ileri geleni, katilinden başkasını öldüren veya İslam döneminde Cahiliye döneminden kalan kan davasını güden veya uykuda gözlerine gerçekte görmediği bir şeyi gördüren (görmediği bir rüyayı görmüş gibi anlatan) kimsedir.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (22/498) ve Hakim (4/349) rivayet ettiler.

19850 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

 

17034 (5)- Ebu Şureyh el- Ka'bi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'nin fetih gününde şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Allah, Mekke'yi haram kıldı, insanlar haram kılmadı. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse artık orada kan akltmasını ağaç kesmesin. Eğer bir kimse: ''Orası, Allah Resulü’ne helal kılındı'' derse, şüphesiz ki Allah onu sadece bana helal kıldı. (Bütün) insanlara helal kılmadı. Bu saatten sonra da kıyamet gününe kadar haramdır. Siz Huztilalılar topluluğu bu kişiyi öldürdünüz. Ben de onun diyetini ödeyeceğim. Bu dediklerimden sonra biri öldürülürse, öldürülen kimsenin ailesinin iki şeyden birini tercih etme hakkı vardır. Ya (kısas yapıp) öldürürı ya da diyeti alır.''

 

[Sahih]

 

 

 

17035 (6)- Said b. Ebi Said bildiriyor: Amr b. Said ordusunu Mekke'ye gönderdiği zaman Ebu Şureyh kendisine şöyle dedi: "Ey komutan! Bana izin ver de sana, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Mekke fethinin ertesi gününde yapmış olduğu bir konuşmayı anlatayım. Zira o konuşmayı yaparken kulaklanın onu duydu, kalbim onu ezberledi ve gözlerim onu gördü. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Allah'a hamdü sena ettikten sonra şöyle buyurdu: ''Allah, Mekke'yi haram kıldı, insanlar haram kılmadı. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, artık orada kan akltmasını ağaç kesmesin. Eğer bir kimse: ''Orası, Allah Resulü'ne helal kılındı'' derse, ona: ''Şüphesiz ki Allah onu sadece Resulüne helal kıldı. Size helal kılmadı'' deyin. Bana da ancak gündüzden bir saat (bir süre) kadar izin verdi. Bilmiş olun ki dün gibi eski haramlığı tekrar yerine gelmiştir. Sizden burada hazır bulunan kişi, hazır bulunmayana bunu tebliğ etsin.'''' Ebu Şureyh'e: "Amr (bu konuda) sana ne dedi?" denilince, Ebu Şureyh şu karşılığı verdi: "O bana: ''Ey Ebu Şureyh! Ben bu işi senden daha iyi bilirim. Orası, isyancıyı, birini öldürüp kaçanı ve cizye ödemeden oraya sığınanı korumaz'' dedi." -Haccac rivayetinde: "Cizye ödemeden oraya sığınanı korumaz"; İshak rivayetinde ise: "Cizye vermeye engel olam (korumaz)" ibaresi geçmiştir-.

 

[Sahih]

 

 

3. Abdullah b. Amr

 

- - (-)

17036 (1)- Amr b. Şuayb'ın, babasından, onun da dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Allah katında taşkınlık (azgınlık) bakımından insanların en ileri geleni, haram bölgede birini öldüren veya (birinin) katilinden başkasını öldüren veya İslam döneminde Cahiliye döneminden kalan kan davasını güdüp öldürendir.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (2274),3547), Tirmizi (1390,1585) ve Nesai (6/278) rivayet ettiler.

 

 

4. Cabir b. AbdilIah

 

- - (-)

17037 (1)- Cabir b. Abdullah bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Diyeti aldıktan sonra öldüren kişiyi (asla) affetmem'' buyurdu.

 

[Zayıf]

 

Diğer tahric:  Tayalisi 243 (1763) ve Ebu Davud 4/173 (4507) rivayet ettiler.